KANSER

Kanser 

 Hücrenin yapı ve fonksiyon bakımından normalden sapması, anormal şekilde ve gerçekte kendisinin bir yapı taşı olduğu canlının aleyhine olacak biçimde çoğalma göstermişse ve kendisi ile hiçbir ilişkisi olmayan diğer doku ve organları işgal ederek o doku ve organların görevlerinin engellemesidir.

Bugün için insan kanserinin oluş mekanizması tam olarak anlaşılmış değildir. Ancak elde mevcut deliller kanserleşmenin tek bir hücreden başladığı ve zamanla yaygınlaştığını göstermektedir. Tek bir hücrenin kanserleşmesinden, hastalığın belirti verecek duruma gelişine kadar geçen süre ve olaylar da tam olarak bilinmemektedir.Genel olarak kanser, vücuttaki her cins hücre veya dokudan köken alabilir. Ancak en sık deri, meme, akciğer, ve sindirim sistemi dokuları kansere yol açar.

Tümör: Genellikle köken aldıkları dokuya ve karekterine bakılmasızın vücutta oluşan anormal doku ve kitlelerine denir.

TÜMÖR İKİ GRUPTA TOPLANIR

A)   Selim (Benign) Tümör : Sınırlı büyüme potansiyeline sahiptir ki, bulundukları bölgelerden genişleyerek büyürler. Uzak bölgelere yayılmazlar. Bu tümörler hayati bir merkeze yerleşmemişlerse veya önemli organların fonkisiyonuna engel olmazlarsa kişinin yaşamı üzerine kısıtlayıcı bir etkide bulunmazlar. Örn: Nasır, siğil

B)    Habis (Malign) Tümör: Hızla çogalan çevre dokuları filtre eden, uzak organlara yayılan tümörlerdir. Etkili bir tedavi uygulanmazsa hastının yaşamının sonlandırabilir. Örn: akciğer , meme, prostat vb.

Tümörler “monoklonal” özellik göstermektedir. Bu ilginç sonuç kanserleşmenin ender bir olay olduğunu, etkileyen çok sayıda hücrinin ancak bir veya bir kaçında oluştuğunu anlatmaktadır. Buna karşılık değişim, kalıcı ve kalıtsal bir özellikler bütünü olarak yavru hücrelere iletilmektedir.

Monoklanel: Aynı tip hücrelerin çoğalmasıyla oluşan tümör. 

KANSERİN NEDENLERİ

Eski çağlardan beri insanlar, kanserin nedenlerinin öğrenmeye çalışmışlardır. Ancak tüm çabalara karşın kanserin nedenleri açıklıkla saptananmamıştır.  Bununla beraber özellikle sonra yapılan araştırmalar bazı önemli ipuçlarının çıkmasına yol açmıştır. Bugun, insan kanserlerine yol açan ana etkenler üç grupta toplanabilir.

1)     Kimyasal Kanserojenler

Çevremizde bol miktarda bulunan ve sayıları giderek artan pek çok kimyasal maddeden bazıları kansere yol açabilmektedir. Sanayinin ilerlemesi ile insanlar yeni yeni bir takım kimyasal maddelere temas etmek zorunda kalmıştır.

Örnek: Katranla uğraşanlarda bazı cins deri kanserlerinin, boya sanayinde çalış9nalarda mesame kanserinin daha ço görüldüğu söylenebilir. Son yıllarda asbest, vinil klorür gibi maddelerin bazı saç boyalarının, detarjanların ve kozmetiklerinde kansere yol açabileceği ileri sürülmüş ve kuvvetli kanıtlar ortaya konmuştur.

Kanserin biyolojisinde 4 temel nokta ortaya çıkmaktadır.

1)     Karsinojenlerin etkileri dozlarına bağlıdır, biririni etkileyebilirler.

2)     Kanserleşme zaman gerektirir. Karsinojen dozu ne kadar fazla ise kanser o kadar kısa sürede belirir.

3)     Kanser ilk hücreden, yavru hücerelere yayılır.

4)     Kanserleşme hücre çoğalmasını etkiyelen bir olaydır.

 

2) Onkonejik Virüsler

Virüsler başlıca bir nukleik asit çekirdeği ve bunu çevreleyen protein kılıfından oluşmuştur. Nükleik kapsamına göre RNA ve DNA virüsleri olarak ayrılırlar. Virüsler buğun için en küçük mikroplardır. Bunların çoğu insan ve hayvanlarda bulaşıcı hastalıklara yol açarlar. Bazı virüsler ise hayvanlarda değişik tip kanserlere neden olurlarlar. Bunlara “onkonejik virüsler” denir. Bu onkonejik virüsler bazı insan kanserlerine de neden olabileceği ön görülmektedir.

3) Radyasyon

Radyasyon kansere neden olabileceği ortalam 72 yıldan beri bilinmektedir. Bununla birlikte düşük dozdaki çevresil radyasyonların da kanser sıklığı artırabileceği ileri sürülmektedir.

Uzun yıllar güneş ışığı altında çalışan köylülerde deri kanserinin çok daha sık görülduğu eskiden beri bilinir. Röntgen ışınları ile uğraşanlarda kan kanserine deri kanserine ve kemik kanserine yakalanmaları daha sık görülmektedir. İkinci dünya savaşında japonya’ya atılan atom bombasından kurtulanlarda sonraki yıllarda çok yüksek oranda kanser görülmüştür.  Bütün bu açık örnekler değişik ışınların kansere yol açabileceğini göstermektedir.

Yukarıda açıklanan üç ana grup dışında kansere neden olabilecek bazı nedenler vardı. Bunların başında tütü ve alkol alışkanlığı vardır. Buğün akciğer kanserinin en ö9nemli nedenlerinden birinin siğara alışkanlığı olduğu artaya çıkmıştır. Pipo içenlerde daha çok dudak ve dil kanserleri görülmektedir.

Fazla miktarda uzun süreli alkol kullanmanın da ağız, gırtlak yemek borusu ve karaciğer kanserlerine yol açabileceği görüşünü desteklemektedir.

Kalıtsal özelliği üzerinede de kısaca durmak gerekiyor. Aslında kanser kalıtsal, daha açık bir deyimle aileden geçen bir hastalık değildir. Örneğin lenf bezi kanserleri , meme, mide, kalın bağırsak kanserleri gibi bazı türler bazı ailelerde daha sıklıkla görülmektedir. Bunun nedeni henüz anlaşılamamıştır.

Travma ve iltihabında deri kanserine ve kemik tümörlerine rol oynadığı gösterir.

 

KANSER OLUŞUMU

Dış etken + iç faktör + süre                  Kanser öncesi

Kanser öncesi + süre                                Kanser

Kanser hücresinin biyolojik etkileri

1)     Sınırsız Üreme: Kanser hücresi önlenemez şekilde bölünmeye devam eder. Ölümsüzlük kazanmıştır.

2)     Toksik madde salgılama: kanser kitlesi hacminden kaynaklanan problemin yanı sıra ürettiği ve salgıladığı zehirli maddelerde harabiyet oluşturur.

3)     Fogositoz: Vücudun savunma mekanizmaları kanser hücresini yok etmeye muktedir değildir.

4)     Tutunma azlığı: bağışıklık sistemi kanser hücresini tutarak ortamdan uzaklaştıramaz.

5)     Ekilim: Kanser hücreleri etraf dokulara saçılarak oralarda tümör oluştururlar.

6)     Hareket: kanser hücreleri lenf ve kan yoluyla diğer bölgelere yayılır.

Yorumlar

Yorum Bırakın