DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (D.E.H.B.)
TANIM
Yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan; aşırı hareketlilik,istekleri erteleyememe,kalıcı ve sürekli dikkatsizlik belirtileriyle kendini gösteren nöro-psikiyatrik bir bozukluktur.
Bu çocuklarda hareketlilik,istem dışıdır.Yaramazlık,haşarılık olarak adlandırılamaz.
Doğum öncesi anne rahminde alışılmadık şekilde hareketli olduklarını gösteren raporlar vardır.
Kalıtımsal olarak yatkınlık gözlenmiştir.
Genetik çalışmalara göre;sorumlu olduğu düşünülen bazı genler söz konusudur.
Normal bireylere oranla,beyindeki yapısal işlev farklılıkları söz konusudur.E.E.G.(Beyin Elektrosu) sonuçlarında silik nörolojik bulguya rastlanmaktadır.
Erkek çocuklarda aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri daha çok görülürken,kız çocuklarında dikkatsizlik daha çok görülmektedir.
Bu çocukların; %75 inde yaş ilerledikçe aktivitede azalma görülmekle birlikte dikkat eksikliği yaşam boyu sürer.
Bu çocuklarda sıklıkla özel öğrenme güçlüğü de görülür.(Özel öğrenme güçlüğü:Konuşma ve yazı dilinin temelinde ki sembolik faaliyetlerin geç yada yetersiz gelişiminden,zaman ve mekanda yönelim güçlüklerinden,algı ve hareket bozukluklarından kaynaklanan bir güçlüktür.Bu tür çocuklarda, genellikle
zekada bir problem yoktur. Okumayı geç sökme veya sökememe durumu sık görülür.Okurken veya yazarken;harf,hece atlama veya ekleme,kelime unutma,okuduğunu anlayamama veya anlatamama söz konusudur.)
Bu çocuklarda ilaç tedavisi önemli sonuçlar vermektedir.Eğitim çağı bitene kadar ilaç tedavisinin devamı iyi olur.
Bu çocuklarda tedavi süresince;doktor,aile ve öğretmen işbirliği çok önemlidir. Okulda ve ailede alınacak önlemler mutlaka uygulanmalıdır.
Tedavi edilmediklerinde ve gerekli eğitsel önlemler alınmadıkça,sosyal ortamları da uygunsa;bu çocuklarda,alkole bağımlılık, bali koklama, antisosyal davranışlar (para çalma,yangın çıkarma,tahripkarlık vb.)görülebilir.
Genelde normal zeka dilimi içerisinde yer alırlar.Ancak bilişsel gelişimleri olduğundan düşük görülmektedir.Bunun nedeni,zihinsel gelişim için odaklama eksikliği ve zihin tembelliğidir.Ayrıca,toplumda sanıldığının aksine;hiperaktif çocuk mutlaka üstün zekalı olmamakla birlikte,hiperaktif çocuklar arasında üstün
zekalı çocuklara da rastlanmaktadır.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun üç farklı tipi vardır.Çocukta ki belirtilere göre, bu tiplerden hangisinde yer aldığına karar verilir D.E.H.B. tanısı konmuş çocukta, belirtilerin tümünün olması gerekli değildir,sadece dikkat sorunları ya da sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik belirtileri görülebilir.
Dikkat Eksikliği: Dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ya yoktur ya da tanı alacak kadar şiddetli değildir.
Aşırı Hareketlilik: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirgin olarak vardır. Dikkat eksikliği belirtileri vardır ancak tanı alacak kadar şiddetli değildir.
D.E.H.B. (Birleşik Tip): Hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketlilik dürtüsellik belirtileri tanı alacak kadar şiddetlidir. En sık olarak görülen tip birleşik tiptir.
"Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu" toplumda, çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluğudur. İlköğretim çağındaki çocukların %3-5'inde görülür. Yani her yirmi-otuz çocuktan birinde bu sorun vardır.
Bozukluğun nedenleri, beyindeki dikkat ve davranış kontrolüyle ilgili bölgelerin farklılığından kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu bölgelerin yeterince etkin olmadığı, yeterince kanlanmadığı bulunmuştur.
DİKKAT EKSİKLİĞİ
Çocukta dikkat eksikliği özellikle okul hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir.Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklarından dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Kendilerine verilen, yaşlarına uygun yap-boz oyuncakları, aslına uygun
olarak düzenleyemezler. Uzun televizyon filmi, çizgi film izleyemezler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmezler, anne- baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevlerini yapmakta hayli zorlanırlar.Masanın başına oturamaz,otursalar dahi çeşitli bahaneler
uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne- babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Başladıkları bir işi bitirmekte zorlanır,bir işi sonuçlandırmadan hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu
birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler.
Sınıfta dersi takip etmedikleri gözlenir. Dışarıdan gelen uyarılarla hemen dikkatleri dağılır.Ders dışı işlerle fazlaca ilgilenirler.Elinde kalem çevirir, deftere, sıraya bir şeyler çizmeye kalkarlar. Derste sıkılmaları nedeniyle sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak davranışlar sergileyebilirler.
Okuma ve yazma becerileri arkadaşlarından zayıf, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda başka sözcükler uydurabilirler. Sınavlarda dikkatsizce hatalar yaparlar.Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okuma, tam okumama ve yanlış okumalara sık rastlanır.Bu
nedenle çok iyi bildikleri bir soruyu bile yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokul yıllarında sınav kağıdını herkesten önce vermeye çalışırlar sonunda bildiklerinden daha düşük notlar alırlar. Unutkandırlar, sınıfta, sokakta sık eşya kaybederler.Öğrenilen bilgileri
de çabuk unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler.
Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar ilkokulun 3. ve 4. sınıflarına kadar derslerde sorun yaşamayabilirler,
çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır.
Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar.Bu çocuklara ‘’aman dikkat et’’ uyarısı çok yapılır.
Dikkat eksikliği bozukluğu olanlar hangi yaşta olursa olsun ,1 yıl içinde tedaviden sonuç alırlar.
Dikkat eksikliği bozukluğu parazitlerle dolu bir radyoda bir program dinlemeye çalışmak gibidir.
DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER
Her şeyden, önce öğrencinizin yaşadığı sorunun dikkat eksikliği olduğundan emin olmalısınız. Teşhis koymak doğal olarak öğretmenlerin işi değildir. Ancak bu konuda anne-babayı çocuk psikiyatri uzmanına yönlendirebilirsiniz.
Size yardımcı olabilecek kaynakları harekete geçirin.Okulun ve anne babaların desteğini isteyin, bu konuda bilgili bir profesyonelin (çocuk psikiyatri uzmanı, okul psikoloji danışmanı vb.) yardımını isteyin.
Bir çocuğun en iyi ve kolay nasıl öğrenebileceği konusundaki en bilgili “uzman” yine kendisidir.Çocuğun en iyi öğrenebileceği yöntemleri birlikte keşfedin.
Öğrenmenin duygusal yönünü göz ardı etmeyin. Bu çocuklar sınıftaki faaliyetlerin eğlendirici yönünü bulmak, başarısızlık ya da beceriksizlik yerine başarılı olmanın tadına varmak, korku ya da sıkıntı yerine heyecan yaşamak ihtiyacındadırlar.
Dikkat eksikliği olan öğrenciler düzenli ortamlara ihtiyaç duyarlar. Onların hatırlatılmaya, prova yapmaya, tekrar yapmaya, yönlendirilmeye, sınırlar konulmasına ve düzene ihtiyaçları vardır.
Kuralları yazın ve sürekli görebileceği bir yere asın.
Yönergeleri sıklıkla tekrar edin.
Sürekli göz göze gelmeye çalışın. Böylece tekrar dikkatini toplamasına yardımcı olabilirsiniz.
Dikkat eksikliği olan öğrencinizi size en yakın noktaya oturtun.Böylece dalıp gitmeye meyilli öğrencinizin dikkatini her an üzerinizde tutabilirsiniz.
Önceden belirlenmiş bir programa uymalarına ve okul sonrasında yapması gerekenleri yazmasına yardımcı olun.Böylece dikkat eksikliği olan çocukların en önemli özelliklerinden biri olan “erteleme”nin önüne geçebilirsiniz.
Dikkat eksikliği olan öğrencilere sınav sürelerinde esnek davranın.
Dikkat eksikliği olan öğrencinizin arada bir sınıftan çıkmasını sağlayarak (sınıf dışında bir iş yaratarak) dikkatini tazeleyebilirsiniz.
Ödevleri kontrol ederken,miktardan çok ödevin kalitesine bakın. Dikkat eksikliği olan çocuklar diğer çocuklar kadar çok bilgi öğrenebilirler ancak çok ödev yapamazlar.
Çocuğun neler öğrendiğini sık sık kontrol edin.Böylece çalışmaya devam eder, kendinden neler beklendiğini bilir ve cesaretlenirler.
Büyük projeleri, küçük ve bitirilmesi kolay parçalara bölün. Bu kural dikkat eksikliği olan çocukların öğrenimlerindeki en hayati kuraldır.Büyük projeler dikkat eksikliği olan öğrencileri hemen yıldırır ve “Ben bunu bitirmeyi asla başaramam” demelerine neden olur.
Çocuğun başarılarını görmek ve övmek için gayret edin. Dikkat eksikliği olan çocuklar, o kadar fazla başarısızlık yaşarlar ki, verebileceğiniz her türlü olumlu tepkiye ihtiyaçları vardır.Dikkat eksikliğinin en fazla zarar verdiği alan, çocuğun kendine olan güvenidir.Onun için bu çocukları övgü ve cesaretle
beslemeyi unutmayın.
Dikkat eksikliği olan çocukların en büyük sorunu hatırlayamamaktır. Hatırlamalarına yardımcı olabilmek ve hafızalarını güçlendirmek için onlara ip uçları (kafiyeler, kodlar vb.) öğretin.
Öğretirken konu başlıklarını kullanın, ana fikir çıkarmayı öğretin.
Talimatlarınızı basitleştirin. Basit cümleleri kavramak daha kolaydır. Renkli cümleler kullanın, renkli bir dil dikkat toplamaya yardımcı olur.
İşleri oyun şekline getirin.
Olanak buldukça çocuğa sorumluluk verin.
Evden-okula, okuldan-eve yazılacak bir ödev defteri tutturun. Bu yöntem ev ile okul arasında sürekli bir iletişim sağlanması için en geçerli yöntemdir.
Alarmı olan saatler, çocuğun kendini zamanlaması için çok yardımcıdır.Örneğin ilacını almayı hatırlayamayan bir çocuk eğer alarmlı bir kol saati takarsa ya da çalışma saatinde masasına bir saat konursa, zamanın nereye gittiğini görmesi çok yararlı olacaktır.
Dikkat eksikliği olan çocukların çoğu el yazısıyla yazı yazmakta zorlanırlar.Bu nedenle örneğin; ev ödevlerini yaparken, el yazısı yerine klavye kullanmasına izin verin, değerlendirmelerini yazılı sınav yerine, sözlü sınav ile yapın.
Çocuğun arkadaşları tarafından damgalanmasını önlemek için, sınıf arkadaşlarına durumu açıklayın ve normal davranmalarını sağlayın.
Anne-babayla sık sık görüşün.Onlarla yalnızca sorun ortaya çıktığında görüşmekten kaçının.
Evde yüksek sesle kitap okumasını önerin.Sınıfta, olanak buldukça yüksek sesle okuyun.
Hem çocuk, hem yetişkinin dikkat eksikliği tedavisinde en etkili yöntemlerden biri de spor yapmaktır. Sportif faaliyetler, enerjinin fazlasını kullanmayı, dikkati tek bir noktaya yoğunlaştırmayı ve hormonların ve beyin hücrelerinin uyarılmasını sağlar. Basketbol, voleybol ya da futbol gibi takım sporlarını ya da
yüzme, ip atlama ve koşma gibi kişisel spor faaliyetlerini teşvik edin.
Her an olumlu özellikleri yakalamaya hazır olun. Dikkat eksikliği olan çocuklar göründüklerinden daha yetenekli ve beceriklidirler.Yaratıcı güçleri, espri yetenekleri, neşeleri ve kavrama kapasiteleri geniştir. Gayet esnektirler.Yardımsever ve şefkatlidirler. İçinde bulundukları ortama,kendilerinde var olan “o
özel kıvılcım” sayesinde hayat katarlar.
Unutmayın, her gürültünün içinde bir melodi ve yazılması gereken bir senfoni vardır.
AŞIRI HAREKETLİLİK ( D.E.H.B.)
Hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısı için aranan en önemli şartlar;hem okul,hemde aile ortamında aşağıdaki belirtilerden en az 6 tanesinin mevcut olması,7 yaşından önce bu belirtilerin başlamış olması ve en az 6 aydır devam ediyor olmasıdır.
Aşırı hareketlidirler.Belli bir süre oturmaları istendiğinde;oturmazlar ya da sağa-sola dönerler,eğilip-bükülürler,kıpır kıpırdırlar.
Sürekli konuşur,bağırır,başkalarını yaptığı işten alıkoyarlar.
İşin başında oturma yetenekleri 10-20 sn. kadardır.
Bir işe belli bir süre konsantre olamazlar.
Dikkatlerini odaklaştırmada güçlük çekerler.
Dikkat süreleri çok kısadır.
Aynı anda pek çok şeyle birden ilgilenirler.
Dikkatleri dağınıktır.Başladıkları işi sonlandırmada zorlanırlar.
Kendi başlarına karar vermekte güçlük çekerler.
Düzensiz oldukları için eşyalarını,kitaplarını,kalemlerini ve oyuncaklarını sık sık kaybederler.
Ödevlerin ve etkinliklerin düzenlenmesinde sıklıkla zorluk çekerler;defterlerinin başı sonu belli değildir.
Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden kendilerini fiziksel olarak tehlikeye atabilirler.
İsteklerini erteleyemezler,dürtülerini engelleyemezler.
Sorulan sorulara,tamamlanmadan önce cevap verme eğilimleri vardır.Karşısındakini dinleyemezler.
Her şeye karışma,mobilyaların üzerinde gezme,ev içinde koşuşturma,sınıf içinde gezinme vb. davranışlar söz konusudur.
Yalan söyleme,hırsızlık yapma,hayvanlara eziyet etme gibi olumsuz davranışlar görülebilir.
Dikkat sürelerinin kısa olması ve hareketlilikleri nedeniyle sosyal kuralları öğrenmede güçlük yaşarlar.Bu nedenle arkadaş bulmakta,kurallara göre oyun oynamakta güçlük çekerler.
Grup içinde oynarken ya da çalışırken sırasını beklemede zorlanırlar.
Diğer çocuklara sataşma,rahatsız etme,itme,çekiştirme,kavga-dövüş başlatma söz konusudur.
Kabadayılık yaparlar,başkalarını tehdit etme ya da gözdağı verme gibi davranışlar gözlenebilir.
Yönergelere ve kurallara uymada zorlandıklarından,sosyal açıdan uyumsuzdurlar.
Başkalarının malına kasten zarar verme söz konusudur.
Uygunsuz arkadaş edinirler.
El becerilerinde yetersizdirler;düğme ilikleme,ayakkabı bağlama,düzgün yazı yazma,bir şeyi düzgün kesme vb. faaliyetlerde başarısızdırlar.
Bilgiçlik taslarlar,bilmiş tavırlar gösterirler.
Ayrıntılara dikkat etmezler,dikkatsizce hatalar yaparlar.
Günlük işlerde genellikle unutkandırlar.
Ruh halleri değişkendir;depresyon görülebilir.
Çabuk heyecanlanır ve sinirlenirler.
Uyku sürelerinin (bebekliklerinde de) kısa ve düzensiz olduğu gözlenir.
Santral sinir sistemleri normale göre daha az çalışır.
Acıya dayanıklılık görülebilir.
Titizlik ve takıntıları vardır.
Esprilidirler,sıcakkanlı ve yardımseverdirler.
Hiperaktivitesi olan çocuklar ; tam donanımlı bir ARABAYA benzer, ancak bu arabanın FRENİ YOKTUR !...
D.E.H.B. OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE ÖNERİLER
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin;anne-baba olarak birbirinizi suçlamayın.Ayrıca çocuğunuzu,aileye verilmiş bir ceza olarak görüp onu da suçlamayın.
Tanının,çocuk psikiyatristi tarafından konulması ve tedaviye başlanması gerektiğini unutmayın.
Bu çocukların tedavilerinin uzun bir zaman dilimini kapsayacağını bilin.
Uygulanacaksa ilaç tedavisinin ne kadar devam edeceği çocuk psikiyatristi tarafından belirlenir.Doktorun önerilerini uygulamak önemledir.Çocukta tedavi sürecinde hiçbir değişiklik yoksa,doktoruna bu durumu mutlaka bildirin.
Doktor +Aile +Öğretmen işbirliği ile sorunun üstesinden gelinebileceğini unutmayın.
Çocuğunuzu,başka çocuklarla kıyaslamayın.Bu,olumsuz davranışı düzeltmeyeceği gibi ona olan sevginiz konusunda şüphe yaratacaktır.
Bu çocuklar ilgi duydukları konuya yoğunlaşmakta güçlük çekmezler.Bu nedenle evde yapacağınız çalışmaları oyun haline getirin. Örneğin ;Labirent,bulmaca,çizgi çalışmaları yaptırın.Belirli resimleri,şekilleri makasla kesip çıkarmasını,sonra başka yere yapıştırmasını sağlayın.Aynı resimleri eşlemesini
öğretin.Delikli boncukları ya da düdük makarna vb.ipe dizmesini sağlayın.Hamur ya da çamur ile çalıştırın;avuç içinde yuvarlak yapmasını,daha sonra kendi dilediği şekilleri yapmasını sağlayın.Boyanmış olan örneklere baktırarak benzerlerini boyattırın.Lego ve Puzzle türü oyuncaklarla oynamasını
sağlayın.Yarım vidalanmış vidayı sıktırmak,çekiçle çivi çaktırmak gibi çalışmalar yatırın.
Ufak öbekler halinde dökülen mercimek ya da pirinç tanelerini toplamasını isteyin.Eldiven giydirip çıkartma,fermuar açtırıp-kapatma,sıkı kavanoz kapağı açtırıp-kapattırma uygulamaları yaptırın.
“Çok dikkatsizsin “, “Sana kırk kere söyledim,hala dikkat etmiyorsun”, “Önüne bak” gibi cümleler çocukta yetersizlik ve becerisizlik duygularını pekiştirir.
Göz teması kurarak konuşun.
Ayrıntılı ve uzun açıklamalı konuşmalardan kaçının;açık ve kısa yönergeler verin.
İşin ya da konunun tamamını öğretmek yerine basamak basamak öğretmeye çalışın.
Okul ödevlerini,öğretmenden hergün gidip bizzat alın.
Okul ödevlerinde;çalışma sürelerini kısaltın ve sık ara verin . Araların kısa olmasına (örneğin;10 dk. kadar ) dikkat edin.
Öğrettiğiniz herşeyi çok sık tekrarlayın ve alışkanlık haline gelmesini sağlayın.
Yanlış yaptığında;azarlamayın,aşırı tepki göstermeyin. “Hayır, yanlış davranış!” komutunu verin.
Kurallar koyun ve kuralların uygulanmasında tavizkar olmayın.(Yapılmasını istediğiniz ve istemediğiniz davranışları açık olarak çocuğa bildirin.Okuma-yazma biliyorsa bunları tek tek yazarak odasının belli yerlerine asın.)
Olumlu yönlerinin görülmesine,sevilmeye ve diğer çocuklardan daha fazla ödüllendirilmeye ihtiyaçları vardır.Olumlu davranışlarını fark edin ve ödüllendirin.D.E.H.B.li çocuklar sabırsız olduklarından işi yaptıktan hemen sonra onay beklerler.Örneğin; çocuğunuz başka şeylerle ilgilenmeden 10 dk. boyunca
ödeviyle ilgilendiyse, ödüllendirmek için akşam yemeğini beklemeyin.
Ders çalışma ortamında uyarıcıların olmamasına,aydınlatma ve ısı düzeninin iyi ayarlanmış olmasına,dikkat edin.Çalışma masasının sadece çalışma için kullanılmasına; yemek yeme,oyun oynama vb.etkinliklerde kullanılmamasına dikkat edin.
Kullandıkları araçları gereçleri kötü kullandıkları ve sık kaybettikleri zaman,yenisini almak yerine,kendi harçlığından para biriktirerek yenisine kavuşmasını sağlayın.
Sportif yada sosyal faaliyetlere yönlendirin.
Çocuğunuzu arkadaş edinebileceği yerlere götürün,arkadaşlık kurup oynamasına yardımcı olun.
Çarşı-pazar gibi toplu yerlere götürün,dış çevre ile iletişimini geliştirmesini sağlayın.
Ev dışı ortamlarda çevre ile ilgili bilgiler verin.(Trafik işaretleri,binalar,mağazalar vb.)”Gördün mü ,bak! “ diye sorun.
TV.,bilgisayar ve video oyunları sınırlanmalıdır.İlköğretim çağındaki çocukların en çok bir buçuk saat vakit geçirmeleri yeterlidir.
Çalışmalarınızda sabırlı,anlayışlı,sevecen,kararlı ve tutarlı bir tavır sergileyin.
Çocuğunuza güven verip,bazı etkinlikleri başarabileceğine inanmasını sağlayın.
Ailenin tüm bireylerinin bu sürece katılması,aşırı disiplin ve aşırı hoşgörüden uzak,çocuğun gereksinimlerine duyarlı ve tutarlı olması çok önemlidir.
Öğretmen seçiminde;tercih erkek öğretmenden yana kullanılırsa,daha başarılı sonuçlar alınmaktadır.Bunun nedenin erkek öğretmenin,otoriteyi temsil etme özelliğinin daha belirgin olmasından kaynaklandığı düşünülebilir.
D.E.H.B.OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
Hiperaktivite teşhisi tıbbi bir teşhistir ve yalnızca alanlarında uzmanlaşmış çocuk psikiyatristleri tarafından konur. Hiperaktivite genellikle başa çıkılabilen bir durumdur.Tedavi aile ve öğretmenin katılımı ve profesyonel kişilerin ( çocuk psikiyatristi, psikolog,psikolojik danışman vb.) koordinasyonu ile
gerçekleşir.Tedavi için altın dönem okul öncesi ve okul çağının ilk yıllarıdır.Tedavi çocuğun öğrenme uyumunu zorlaştıran yapısal ve çevresel etkenlerin ortadan kaldırılması ya da etkisizleştirilmesinden ibarettir.Doktor tarafından çocuğa verilen ilacın hayatı kolaylaştırmak ve sorunlu dönemlerini hızla aşmak
için bir araç olduğu ve geçici süre ile sınırlı olduğu düşünülmelidir.(Ağrı kesici,ateş düşürücü ilaçların kullanım amacı gibi)İlacın etkisi ilk 30 dk.sonrasında kendini göstermeye başlar,genellikle 3.saatin sonuna doğru hafifler ve 4.,5.saatlerde sıfırlanır.İlaç,ders başarısını tek başına artıran bir unsur değildir.Ama
önemli bir yardımcı olarak düşünülebilir.Öğretmen; hiperaktif çocuğun davranışlarındaki değişiklikler ile ilgili aile ve doktoruna geri bildirimlerde bulunmalıdır.
Her çocuğun ihtiyaçları farklı olacaktır.Bu farklılık gözetilerek ihtiyaçların karşılanması gerekir.Yani sınıftaki bütün çocuklara eşit davranmak demek,hepsine aynı davranışı göstermek değildir.Sınıftaki,her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını gözeterek davranın.
Adı çıkan çocuklar,imajlarını bir türlü değiştiremedikleri için sınıfta hedef tahtası olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.Bu duruma meydan vermeyin.
Diğer çocukların belli etmeden yaptıklarını; apaçık yaptıklarından çabalarına kimseyi inandıramazlar.Farkında olmadan bu tuzağa düşmeyin,aynı davranışı gösteren başka çocuklara daha hoşgörülü yaklaşmayın.
Öğrencilere uymaları gerekli kurallar ve kendilerinden beklenen davranışları açık olarak anlatın,sınıfta yapılabilecek ve yapılamayacak hareketlerin neler olduğunu öğretin. Sınıf tamamen sessizleşmeden yönerge vermeyin.Talimat verirken;
-Canlı,açık bir dil kullanın,kısa konuşun.
-Her seferinde tek talimat verin.
-Konuşurken,göz teması kurun.
Mümkünse,yapılmasını istediğiniz davranışı gösterin.Zaman zaman çocuğun talimatı anlayıp anlamadığını denetleyin ve gerekiyorsa talimatı tekrarlayın.
Kurallara uymanın ve uymamanın sonuçları ile istenilen biçimde davranmanın ve davranmamanın doğuracağı sonuçların neler olacağını belirleyip,öğrencilere anlatıp, sıkça tekrarlayın.
Sınıf kurallarının daha iyi benimsenmesi için,kuralların öğrenciler tarafından tartışılmasına,karara bağlanmasına ve yazılmasına fırsat verin.Örneğin;
-Sınıfa çalışmak için gelin.
-Ellerinizle,ayaklarınızla ve eşyalarınızla,başkasını rahatsız etmeyin.
-Sınıf arkadaşlarınıza karşı nazik olun.
-Kurallara uyun.
-Dikkatinizi toplayın.
-Çalışırken sessiz olun vb. talimatlar sınıfın belirgin bir yerine yazılabilir.
Konulan kuralların gerekçelerini örneklerle açıklayıp,sınıfta tartışın.
Çalışmalarınızda,anlayışlı, sabırlı,esnek,sevecen ve tutarlı olmaya çalışın.
Sorunları yaşamadan önce önlemeye çalışın.
Tutarlı ve önceden hazırlanmış bir programa göre davranın.
Öğrenciye önceden tahmin edebileceği biçimde davranın.
Öğrencinize tek başına tamamlayabileceği kadar iş verin.
Öğrencinin dikkatli ve iyi odaklanabilen, öğrencilerin arasına oturmasını sağlayın.
Sınıf içinde öğretmenle sürekli temas kurabileceği ve dikkatini dağıtmayı engelleyecek bir yerde yani en ön ve pencereden uzak bir sırada oturmasını sağlayın.
Gerektiğinde fiziksel temas yoluna başvurun.Örneğin; omzuna ya da sırtına dokunun.
Her öğrenciye eşit söz vermeyi sağlamak için; öğrencinin isminin üstüne yazılı olduğu bir deste kart kullanın,kartlardan rastgele bir isim çekin ve kartı tekrar desteğe katın.
Ödevlerini küçük parçalara ayırarak basamaklar halinde ve neden-sonuç ilişkisi ile verin.
Ders anlatırken olabildiğince görsel,işitsel ve hareketli araçlar kullanın.Mümkünse bu araçların kurulması ve kullanılmasında ondan yardım alın.
Çocuk derste olmadığı bir zaman,diğer öğrencilere,D.E.H.B. olan öğrenci,ile ilgili olarak;zaman zaman dikkatini toplamakta güçlük çektiğini,ancak yardımsever ve iyi niyetli olduğunu,kendilerin de onu aralarına alarak yardım etmeleri gerektiğini vurgulayın.
Sınav değerlendirmesi yaparken dikkatinin dağınıklığını göz önünde bulundurun,sözlü sınavlarda daha başarılı olduğu gerçeğini göz önüne alın.Yazılı sınavları ise çoktan seçmeli olarak yapın.
Bu çocuk için,önlem alınırken;diğer çocukların dikkatini çekecek aşırılıklardan kaçının.
Çocuğun olumsuz tepki göstermesine neden olacağı için, sıklıkla sınıf değişikliği yapılmasını önleyin.
Sık sık tahtaya kaldırıp,silmeniz gereken yazıları sildirin,sınıfta dağıtılması gereken materyalleri ona dağıttırın.
Yüzme,basketbol,futbol,folklör gibi yoğun hareket getiren sosyal,sportif ya da kültürel etkinliklere katılımını sağlayın.
Acele ve özensiz yaptığı işleri tekrar kontrol etmesini isteyin,verilen görevler arasında kısa molalar verin.
Grup içi çalışmalarda yer aldıkları sürece, kendilerini güdülenmiş hissedecekleri için grup çalışmalarına önem verin.
Konusu verilmiş ya da serbest konulu resim çalışmaları,parmak boyası yaptırın,müzik çalışmalarında şarkı söyletin.
Ders konularını işlerken uygun konularla ilgili gazete ya da mecmualardan, resim ya da yazıları keserek getirmelerini isteyin.
Çocuğun sevilme,beğenilme,övgü gibi gereksinimleri olduğunu unutmayın,olumlu davranışlarını fark edin ve ödüllendirin.Örneğin; “Ali sessizce sıraya girmen ne güzel,aferin sana! Hepiniz böyle yerlerinize yerleşip dinlenmeye hazır olduğunuzda,çok mutlu oluyorum.Ayşe’nin söz istemek için elini kaldırmasını
ve kendisine söz verilmesini sessizce beklemesini beğeniyorum.Teşekkür ederim Ayşe.”vb.gibi.
Öğrencilerin somut dokunabilir ödül almak çok hoşuna gidecektir. Örneğin;Öğretmenle birlikte yenecek bir yemek kazanmak,bir oyunu yönetmek ya da oyundaki takımlardan birinin kaptanı olmak,düşük not aldığı bir testin geçersiz sayılacağını bilmesi,fazladan boş zaman kazanmak,öğrencinin seçtiği bir şeyi
sınıfa getirerek arkadaşlarına göstermesine izin vermek. (Bir oyuncak,beslediği kuş vb.)
Bu çocukları cezalandırmak için dersten çıkartmayın,çünkü;derste sıkıldıklarından bu ceza ödül gibi olacaktır.
Dikkat eksikliği ya da hiperaktif öğrenci için ara verme ve gruptan uzaklaştırma yöntemi uygulayın.Örneğin; “Can, ellerini ve ayaklarını daima kendine saklamalısın.Eğer bunu başaramayacaksan o zaman lütfen,masana git!(Ya da ayrılan sandalyene otur!) ve başkalarını rahatsız etmeden durabileceğine
inandığın zaman aramıza katıl” denebilir.Ya da sırasında çevresine rahatsızlık vermeden oturamayan öğrenciden belli bir süre ayakta durması istenebilir.
KAYNAKÇA
AKÇAKIN,Melda Otizm El Kitabı,Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD ,2001
AKYÜZ, Emine: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi ,1978
AYDIN,Aydan :Otizmde İlk Adım, Epsilon Yayıncılık ,2003
AYDOĞMUŞ,K. ,BALTAŞ, A., BALTAŞ, Z., DAVASLIGİL, Ü., GÜNGÖRMÜŞ, O.,KONUK, E., KORKMAZLAR,Ü.,KÖKNEL, Ö., NAVARO, L., OKTAY, A.,RAZON, N.,YAVUZER, H.,Ana-Baba Okulu, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1998
BALTAŞ,Acar, Üstün Başarı, Remzi Kitabevi
CLARK, Lynn,SOS! Ana Babalara Yardım.Evrim Yayınları
CÜCELOĞLU,Doğan. İnsan ve Davranışı. Remzi Kitabevi
ÇAĞLAR, Doğan,Uyumsuz Çocuklar ve Eğitimi. A.Ü.Eğit. FAK. Yayınları
DARICA ,Nilüfer ,ABİDOĞLU,Ülkü, GÜMÜŞÇÜ,Şebnem.Otizm ve Otistik Çocuklar. Sistem Yayıncılık ,2000
ERCAN, Eyüp Sabri- TURGAY, Atilla Mutsuz.Çocuk, Remzi Kitabevi İstanbul,2004
ERİPEK, Süleyman, ÖZSOY,Yahya, ÖZYÜREK,Mehmet. Özel Eğitime Giriş. Karatepe Yayınları, (1989)
KAPPELMAN, Ackerman. Çocuğunuzun Sorunları Davranışlar ve Nedenleri. Cep Kitapları, İstanbul, 1984
KAYA, Nihat. Eyvah Çocuğum Büyüdü. İstanbul: Nesil Matbaacılık ,1998
KORKMAZ,Barış.Yağmur Çocuklar,Otizm Nedir? Doğan Kitap,2000
KÖKNEL, Özcan. Kaygıdan Mutluluğa Kişilik. Altın Kitaplar Yayınevi
LEVİNE,Mel. Her Çocuk Başarabilir. Boyner Yayınları (2003)
LEWİS, David. Bir Dakikada Stres Yönetimi. Arda’s Yayınları
MERKEZ R.AM. BEP ve Kaynaştırma Eğitimi Semineri. Bursa, 2004
M.E.B. Hizmet İçi Eğitim Semineri.Otistik Çocukların Eğitimi Kursu, 01-12.07.2002 Esenköy/Yalova
ÖZ, İlkim. Çocukta Uyum ve Davranış Bozuklukları. Kök Yayınları, Ankara, 1997
ÖZTÜRK, Orhan. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara,1998
PAKSU,Zeynep Sevde. Modern Çağın Dadıları. Eğitim Bilim Dergisi,Haziran sayısı,2004
PAMUK, Şeniz – www.ailem.com.tr - Davranış Bilimleri Enstitüsü - Çocuk Birimi
PERUSSE, F.Cholette. Çocuklara Cinsel Konuda Ne Söylemeli, Nasıl Söylemeli. Esin Yayınevi, İstanbul, 1985
SALK, Lee. Bebeklikten Yetişkinliğe Çocuğun Duygusal Sorunları. Remzi Kitabevi, İstanbul,1990
SELVİ, Seçkin(Çeviri) Çocuk Yaşken Eğilir, Özgür Yayın Dağıtım, İstanbul,1990
STEİN , Arnd.Saldırgan Çocuk. Papirüs Yayınları
SÜRMELİ, Mebuse (Çeviren). Çocuğun Cinsel Sorunları ve Cevapları. Remzi Kitabevi,İstanbul, 1993
VURAL,KAYAALP,İnci. SOS Otizm ve İletişim Problemi Olan Çocukların Eğitimi. Evrim Yayınları (2000)
YAVUZER, Haluk. Çocuk Eğitimi El Kitabı. Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995
YAVUZER, Haluk. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitapevi-İstanbul 1998
YEŞİLYAPRAK,Binnur; KURÇ, Güzin .Ruh Sağlığı Uyum Problemleri. Ankara,1988
YÖRÜKOĞLU, Atalay. Aile ve Çocuk
YÖRÜKOĞLU, Atalay. Çocuk Ruh Sağlığı, İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1982
YÖRÜKOĞLU, Atalay. Genlik Çağı Ruh Sağlığı ve Ruhsal Sorunlar, Özgür Yayın Dağıtım,İstanbul,1989
Yorumlar