HERKES İÇİN, HER YERDE, HER ZAMAN ETKİN ÖĞRENİM

 

E-ÖĞRENME*

21.Yüzyıl Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin yoğun olarak kullanıldığı bir yüzyıl olacaktır. Bilgi birikiminin her geçen gün dünya çapında arttığını ve bu birikimden en fazla yararlanmanın gerektiği tartışılmaz bir gerçektir.

Küreselleşme ile birlikte bilginin dolaşımı da artmış , bu bilgiden en fazla yararlanma ve bu bilgiyi alma teknolojileri de geliştirilmiştir.

E-learning son yıllarda üzerinde önemle durulan bir kavramdır. Bu kavramın anlaşılabilmesi ve hangi uygulama tabanlarına dayandığının iyice belirlenmesi gerekmektedir.

E-learning kısaca elektronik öğrenme olarak tanımlanabileceği gibi, internet veya bir ağ üzerinden öğrenme olarak da tanımlanabilir. Tanım nasıl yapılırsa yapılsın amaç her geçen gün değişen ve gelişen bilginin "Her Yerde, Her Zaman ve Herkese" sağlıklı bir şekilde iletilebilmesi ve dönüşümünün etkileşimli olarak sağlanabilmesidir.

Sunulan tebliğde e-learning'in tanımı, e-öğrenme gereksinimi, uzaktan eğitim ve ağ bağlantılı öğrenme, erişim kalite ve maliyet incelenmektedir.

E-öğrenim son yıllarda yüksek öğrenim ve yetiştirim alanlarında ilgi duyulan yeni bir uygulamadır. 21.yüzyılın başında küreselleşmenin sonucu olarak ülkeler, kuruluşlar ve bireyler kendilerini önemli bir geçişin içinde bulmuşlardır. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak ticaret ve rekabetin yapısı değişmiştir. Bilgi  her yıl üstel olarak artmaktadır. Ülkeler arasındaki sınırlar kalkmasa da küreselleşmenin bir sonucu olarak topluluklar birbirlerine yakınlaşmıştır. Gelişmiş iletişim araçları ile toplum ve bireyler hemen her konuda bilgilendirilmektedir. Bunun sonucu olarak da küresel bir eğitim talebi ortaya çıkmıştır. Elektronik alanındaki hızlı gelişim her alanda adını “e” olarak sanki bir damga gibi vurmaktadır (e-öğrenme, e-ticaret, e-devlet gibi).

2001 yılı verilerine göre dünya genelinde 380 milyon insan internet kullanmakta ve her gün bu sayıya 170.000 yeni abone eklenmektedir. Günümüzde küresel bilgi her beş yılda ikiye katlanırken bunun 2020 yılında 72 günde bir olacağı tahmin edilmektedir (Staudt, Erwin, 2001). Bilginin artması, onun depolanması ve iletilmesi gibi iki önemli sorunu da gündeme getirmektedir. Bellek kapasiteleri yüksek sunucu/istemci bilgisayarların (Gigabyte) geliştirilmesi ve iletim hızının artırılması (Megabit/sn), bilginin rahatlıkla dolaşımını sağlayacaktır.

 

E-ÖĞRENME

E-öğrenme’nin kelime anlamı elektronik öğrenmedir. Bazı kaynaklarda ise teknoloji tabanlı öğrenme olarak da yer almaktadır. E- öğrenme; bilgisayar-tabanlı öğrenme, web-tabanlı öğrenme, sanal sınıflar ve sayısal teknolojilerin iş birliğini de kapsayan geniş bir uygulama ve süreçtir (Facts, Figures and Forces Behind e-Learning, August 2000, s.7). Tanımı yorumladığımızda, bilginin üretilmesinde ve dağıtılmasında, bir başka deyişle eğitim materyallerinin hazırlanmasında ve iletilmesinde elektronik araçlar kullanılmaktadır. E-öğrenme için tarihsel açıdan aşağıdaki gibi bir sınıflandırmada yapılmaktadır (e-Learning’e Tarihsel Bakış).

  1. Klasik Sınıf Dönemi. 1983 öncesi (Sınıfta eğitim).
  2. Çoklu Ortam Dönemi. 1984-1993 (Windows 3.1, CD-ROM).
  3. Web Başlangıcı. 1994-1999 (Web’in gelişimi, internet)
  4. Yeni Web Dönemi. 2000-2005 (Java/IP, Network Uygulamaları).

Bu sınıflandırma büyük bir oranla doğrudur fakat eksiklikleri vardır. Kuşkusuz e-öğrenme denilince akla hemen Web tabanlı materyal hazırlama ve iletim için de internet gelmektedir. Halbuki e-öğrenmenin evreni oldukça geniştir. Bu evrende:

  • Uzaktan Eğitim
  • Sınıflar
  • CD-ROM’lar
  • Televizyon Yayınları
  • Radyo Yayınları
  • İnternet
  • Uyduya Çıkış ve İniş
  • Kablolu Televizyon
  • Etkileşimli Televizyon
  • Sesli Konferans
  • Görüntülü Konferans
  • İşbirliği Yapmış Resmi ve Özel Kuruluşlar
  • Yazılı Materyaller yer almaktadır ve bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Gelişen teknoloji ve sosyal değişmelere göre bu evrene eklenmeler de olacaktır.

E-öğrenmede öğretici ve öğrenen arasındaki iletişim iki yolla yapılabilir:

  1. Eşzamanlı İletişim: Önceden belirtilen programa göre öğretici ile öğrenen internet aracılığı ile bire bir iletişim kurup eğitim/yetiştirim etkinliklerini sürdürebilirler. Eğer öğrenen sayısı fazla ve bir öğretici eşzamanlı olarak programı sürdürecekse görüntülü konferans yapılabilir. Her iki durumda da iki yönlü bir iletişim ve etkileşim vardır.
  2. Eşzamanlı Olmayan İletişim: Öğrenenin kendi istediği zamanda CD-ROM kullanması veya sunucu taraftaki siteme girmesidir. Her iki durumda da daha önceden hazırlanmış ve kendi içinde etkileşimi olan programların izlenebilmesidir.

Her iki durumda da öğretici/öğrenen arasında yazıya bağlı görüşme ve elektronik posta kullanma olasıdır. İstenildiğinde görüşme sonuçları bir yazıcı aracılığı ile kağıt üzerine aktarılarak saklanabilir.


E-ÖĞRENME GEREKSİNİMİ

 

Bilginin hızla artması internetin kablolu/kablosuz yaygınlaşıp evlere ve kurumlara girişi, etkileşimli televizyon yayınlarının başlaması gibi nedenlerle, insanlığın Endüstri Çağı’ndan çıkıp Ağ Çağı’na girdiğini görmekteyiz. Her iki çağın kendine özgü özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir (The Network Economy, 2000).

Endüstri Çağı

Ağ Çağı
Bitkinlik

İsteklilik

Yetiştirme

Öğrenme

Edilgenlik

Etkinlik

Dinlenme

Yaparak öğrenme

Yalnız

Topluca

Öğretme

Çıraklık

Gerektiğinde

Anında

Sınıfta

Her yerde

Kabullenme

Deneyim

Mezuniyet

Sürdürmek

 

Ağ Çağı’nda birey edilgen olmaktan çıkmakta, yaparak öğrenmekte, diğer bireylerle işbirliği yapmakta, bilgiye anında ve her yerde ulaşabilmekte ve eğitim süreci ömür boyu devam etmektedir.

E-öğrenme gündeme geldiğinde aşağıdaki yeni durumla karşılaşmaktayız (Haddad, Wadi D., 2001, p.14).

Var Olan Durum

Yeni Durum

Okul binası

Bilgi altyapısı (okullar, laboratuarlar, radyo, tv, internet, müzeler)

Sınıflar

Bireysel öğrenciler

Öğretmen (Bilgi sağlayıcı olarak)

Bazı bölgelerde öğretici ve yardımcı

Kitap ve görsel işitsel araçlar

Çoklu ortam materyalleri (basılı, ses, görüntü)

 

UZAKTAN EĞİTİM VE AĞ BAĞLANTILI ÖĞRENME

İlk kuşak Uzaktan Eğitim mektupla yapılmaktaydı ve yalnızca basılı materyaller kullanılmaktaydı. Öğretici ve öğrenenin birbirlerinden uzakta olmalarından dolayı etkileşim yoktu ve öğretim öğretici merkezli idi. İkinci kuşak Uzaktan Eğitim yazılı materyaller, radyo ve televizyon yayınları, ses ve görüntü batları ile desteklenmekteydi. Etkileşim, telefon ve faks ile sağlansa bile tam anlamıyla bir etkileşim sayılmazdı. Kısaca İlk ve İkinci Kuşak Uzaktan Eğitim temelde öğrenme materyallerinin üretilmesi ve dağılması tabanlıydı. Üçüncü Kuşak Uzaktan Eğitim’in itici gücü ve destekleyicisi Ağ Bağlantılı ve Etkileşimli olmasıdır. Ağ Bağlantılı Öğrenme eğitsel boyutları ile aşağıdaki gibi incelenebilir (Majumdar, Shyamal, 2001, p.138).

 

Boyutlar

İstenmeyen

İstenen

Eğitsel tabanlı

Emir verici

Yapıcı

Öğrenme odaklı

İçerik

Öğrenmeyi öğretmek

Öğrenme stratejileri

Etkileşimli

İşbirlikçi ve etkileşimli

Öğrenme hedefi

Dış kontrollü

Özerk

Öğrenme kuramı

Davranışsal

Bilişsel

Öğretmenin rolü

Otoriter

Yardımcı

Dağıtım biçimleri

Sabit

Açık

Öğrenme yaklaşımları

Yüzeysel

Derinlemesine

Öğrenme yapılan

Sert

Esnek/modüler

Öğretim modelleri

Öğretici merkezli

Öğrenen grup merkezli

Öğretim hedefleri

Bilgi aktarımı

Zihinsel model değişimi

Öğrenme yöntemleri

Edilgen

Etken

 

ERİŞİM, KALİTE VE MALİYET

Bilgi Teknolojisinin hızla gelişmesi, bilginin kullanılarak üretime koşulması, kalitesinin yüksek olması ve maliyeti e-öğrenme’de önemli faktörlerdir. 

 

Erişim;  bilginin, öğrenen tarafından öğreticiye ne kadar hızda bağlanıldığını ifade etmektedir. Genelde bu hız telefon hatları ile internete bağlanmada 64Kbit/sn’dir. İstenen bilgi içerik olarak ayrıntılı ise, bu hız yeterli olmaz. Çünkü aynı iletişim hattını birçok kişi kullanmaktadır. Hız sisteme bağlı olarak 128, 256, 384, 512 Kbit/sn veya 1, 2Mbit/sn olarak artırılabilir. Kısaca hat kapasitesi artırıldıkça bilgi daha hızlı öğrenene ulaşabilecektir. Bilginin kalitesi de önemlidir. Öğrenenin talebine göre bilgi ayrıntılı olarak hazırlanıp dağıtıma sunulabilir. Bilginin kalitesi, o bilgiye erişim ve maliyet bir bütün olarak ele alınmalıdır. Şekil-1-a’da bilgiye erişim yavaş, kalite ortalama düzeyde ve maliyet de oldukça fazladır. Bu istenen bir durum değildir. Şekil-1-b’de ise erişim oldukça hızlı, kalite yüksek ve maliyet düşüktür. İletişim hızı ve kalite yüksek, maliyet düşükse talep o kadar fazla ve e-öğrenme de daha etkili olacaktır.

Endüstri Çağı’ndan Ağ Çağı’na geçişte e-öğrenme gerek kamu gerekse özel kuruluşlarca önemle üzerinde durulan bir uygulama ve süreçtir. Günümüzde dünya genelinde ve Türkiye’deki orta ve yüksek öğrenim kuruluşlarında her geçen  gün Uzaktan Eğitim Birimleri’nin kurulmasına tanık olmaktayız . Eğitim gereksinimlerinin doğru belirlenmesi, içeriklerin çok iyi hazırlanması iletişim alt yapısının yaygınlaştırılarak hızının artırılması ve maliyetlerin kabul edilebilir duruma getirilmesi gerekmektedir. E-öğrenme bazı kaynaklarda belirtildiği gibi sadece bilgisayarla özdeşleştirilirse ve bilgisayara her yüklenen ve gönderilen bilgi e-öğrenme olarak anlaşılırsa, yapılan eğitim sonuçta Klasik Sınıf Dönemi’ni aratır olacaktır.

 

Yorumlar

Yorum Bırakın